Paratiroidektomi Ameliyatı İçin Bilgilendirme

Paratiroid bezler genellikle vücutta 4 adet olarak yer alan (boynun her iki tarafında üst ve alt paratiroid bezler) ancak sayıları ve lokalizasyonları değişkenlik gösterebilen iç salgı bezleridir. Paratiroid bezlerin yerleşiminin ve makraskopik görünümlerinin iyi bilinmesi hem kendisinden kaynaklanan patolojilerin tedavisinde hem de tiroid bezi (guatr) cerrahisi sırasında korunmaları için önemlidir. Bu bezler vücudun kalsiyum dengesini düzenlemede önemli fonksiyonu olan parat hormonu (PTH) salgılarlar.

 

Paratiroid bezlerdeki patolojilere bağlı olarak, yapılacak cerrahi girişimler de değişiklik göstermektedir.

En sık görülen patoloji tek bir paratiroid bezdeki iyi huylu tümör (adenom) olmasıdır (olguların %85-90’nı oluşturur).

Daha az oranda her 4 bezde büyüme (hiperplazi), çift adenom olması ve çok nadiren paratiroid kanseri görülebilir.

Hiperparatiroidizm hastalığına bağlı şikayet ve bulguları olan hastalarda cerrahi tedavi önerilir.

Hatta bazı asemptomatik olgularda da cerrahi tedavi yüz güldürücüdür.

Cerrahi tedavinin başarısı tecrübeli ellerde %95’in üzerindedir.

prof-dr-serdar-ozbas

 

Genel olarak iki ameliyat yönteminden bahsedilebilir:

  • Minimal invaziv paratiroidektomi: Operasyon öncesi hangi paratiroid bezinde adenom olduğu güvenilir bir biçimde ortaya konmuş (ultrasonografi ve sintigrafi) olgularda ilk tercih edilmesi gereken yöntemdir.
  • Boyun eksplorasyonu: Klasik yaklaşımdır. Tiroid ameliyatına benzer şekilde boyunda kesi yapılarak, her 4 paratiroid bezi görülüp, patoloji aydınlatıldıktan sonra ameliyatın gerçekleştirilmesidir. Günümüzde daha çok 4 bez hastalığı veya ikinci ameliyat gereken durumlarda tercih edilmektedir.

Paratiroidektomi için yapılacak cilt kesisi operasyonun tipine göre belirlenir. Minimal invaziv girişimlerde (odaklanmış cerrahi) kesi yaklasik2.5-3 cm iken, klasik boyun eksplorasyonunda tiroid (guatr) ameliyatına benzer bir kesi yapılır. Paratiroidektomi ameliyatına bağlı sıklıkla sorulan sorulara yanıtlar ve operasyon riskleri şöyle sıralanabilir:

  1. Paratiroidektomi operasyonu temiz ameliyat grubuna girer ve operasyonundan sonra kesi yeri enfeksiyonu riski çok düşüktür. Operasyon sonrası sıklıkla antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur.
  2. Bu ameliyata bağlı olarak operasyon sırasında veya sonrasında ciddi bir kanama ihtimali veya kan verilmesini gerektirecek bir durum olmamaktadır.
  3. Sinir yaralanmasına bağlı ses kısıklığı ihtimali (hem geçici hem de kalıcı) çok düşüktür. Kalıcı ses kısıklığı oranı tecrübeli ellerde %1’in altındadır. Paratiroid cerrahisinde sinir monitorizasyonu kullanımı ses kısıklığı riskini azaltmaktadır.
  4. Bazen altta yatan patolojiye bağlı olarak operasyon sonrası hastanın bir süre kalsiyum ve D vitamini kullanması gerekebilir. Bu durum olguların bir bölümünde tedavinin başarısına bağlı olarak gelişen bir tablodur (Aç kemik sendromu).
  5. Hastaların bir bölümünde (yaklaşık olarak %5) ilk operasyon başarısız olabilir. Operasyondan hemen sonra hastalık devam ediyor olabilir (persistan hastalık) ya da bir sure sonra tekrarlayabilir (rekürren hastalık). Bu durumlarla ilgili değişik hipotezler mevcuttur ve oldu bazında tartışılması gerekir.
  6. Paratiroidektomi sırasında komşu yapılarda (soluk borusu, yemek borusu, ana kan ve lenf damarları)  yaralanmalar meydana gelmesi çok nadirdir. Operasyonda fark edilmeyip daha sonradan ikinci müdahale gerektirmesi çok düşük bir olasıklıktır.
  • Yukarıda bahsedilen riskler ve yaklaşımlar paratiroid bezi cerrahisi için genel kavramlar olup, hasta bazında bunlar doktorunuz ile daha detaylı olarak tartışılmalıdır.

Bunlar da İlginizi Çekebilir